‘Hürriyet’in kimliği’ bağlamında yapılan tartışmalara katkı sunmayı hedefleyen bu makale, gazetenin ilk dönemlerine ve kısa tarihine atıflarda bulunarak, ağırlıklı olarak onun kimliği için yapılan değerlendirmelere odaklanmaktadır.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
45
Iğdır Üniversitesi / Iğdır University
Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences
Sayı / No. 3, Nisan / April 2013: 45-70
____________________________________________________
Hürriyet Gazetesi’nin Kimliği
YUSUF ÖZKIR
Y. Doç. Dr.İstanbul Ticaret Üniversitesi, İletişim
Fakültesi, Halkla İlişkiler Bölümü
Özet: Hürriyet Gazetesi’nin kimliği üzerine yapılan
tartışmalar belirli kavramları ve ideolojik sayılabilecek yaklaşımları
beraberinde getirmektedir. Genellikle göstergelere işaret edilerek vurgulanan
kimlik tanımlayıcı yaklaşım biçimleri, büyük ölçüde, dayanaklarını da Sedat
Simavi’nin inşa ettiği Hürriyet’in ilk kuruluş yıllarından almaktadır.
‘Hürriyet’in kimliği’ bağlamında yapılan tartışmalara katkı sunmayı
hedefleyen bu makale, gazetenin ilk dönemlerine ve kısa tarihine atıflarda
bulunarak, ağırlıklı olarak onun kimliği için yapılan değerlendirmelere
odaklanmaktadır. Bu yönüy-le çalışma, Hürriyet Gazetesi’ni; ideolojik ve siyasi
tercihler noktasında laik, yaşam tarzı hedefi ve kültürel eğilimler ba-kımından
Batılılaşmacı ve genel yayın politikası noktasında paradoksal şekilde (duruma
göre) bazen ulusalcı bazen de küreselleşmeci veya aynı anda ikisi birden
olabilen bir gaze-te olarak tanımlamaktadır.
Ana
htar Kelimeler: Hürriyet Gazetesi, Sedat Simavi, laiklik,
kimlik, Batılılaşma.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
46
Yusuf Özkır
_____________________________________________________
Identity of Hürriyet Newspaper
YUSUF ÖZKIR
Assist. Prof. İstanbul Commerce University, Faculty of
Communication,
Department of Public Relations
Abstract: Discussions on the identity of Hürriyet Newspa-per
brings about certain conceptions and ideological ap-proaches. In general the
identifier manners of approach widely bases on founding years of Hürriyet which
is found-ed by Sedat Simavi. This paper which aims to contribute to discussions
in the context of ‘identity of Hürriyet’ mainly focuses on evaluations on its
identity, by referring to early period of the newspaper and its short history.
With this aspect the paper identifies Hürriyet Newspaper as that can be secular
in ideological and political preferences, western-izationist in the goal of
life style and cultural orientation, and sometimes nationalist or sometimes
globalist or sime-times from both group.
Keywords: Hurriyet Newspaper,
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
47
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
Giriş
Gazetecilik toplumsal alanın yansıması olarak varlığını
sür-dürmektedir. Bu yüzden olsa gerek, sadece gazeteler değil gazeteci-liği
farklı şekillerde sürdürmekte olan diğer kitle iletişim araçları da çoğu kez
kendisinin dışında bir şeyle açıklanmaya ve anlaşılmaya çalışılmaktadır.
Sürecin bu şekilde ilerlediği bir düzlemde ise genel olarak ilgilenilen
gazeteye yönelik bir tanımlama durumu öne çık-makta ve gazete bu tanım
çerçevesinde bir kimlikle hafızalarda yer edinmektedir.
Hürriyet Gazetesi’ni konu edinen bu çalışma, kalkış
noktasını bu gazetenin toplumsal karşılığındaki anlam dünyasına odaklamak-ta ve
Hürriyet’in kimliği söz konusu olduğunda aktarılan değerlen-dirmeleri, bütünlük
içinde, okuyucuya sunarak Hürriyet algısına ayna tutma çabasındadır. Bu yüzden
Hürriyet Gazetesi’ne içerik üreten haber, köşe yazısı, spor, magazin, sağlık ve
ekonomi gibi enformasyondan uzak durulmakta; reklam ve ilanlar ise çalışmanın
içeriğine katkı sunduğu noktalarda dikkate alınmaktadır.
1. Hürriyet Gazetesi’nin Kuruluşu
Türkiye’nin 1945-1950 yılları arasında yaşadığı demokrasiye
ve çok partili yaşama geçiş tecrübesi farklı alanlardaki gelişmeleri
beraberinde getirmiştir. Gazetelerin yayın politikasında gerçekle-şen görece
özgürleşme sonucu basın da bu süreci destekler.1 Aynı zamanda yeni gazeteler de
okuyucuyla buluşmaya başlar. 1 Mayıs 1948 tarihinde ilk sayısı yayınlanan
Hürriyet Gazetesi,2 sürecin ilk sonuçları arasındadır. İçeriği ve basına
getirdiği yeniliklerle döne-min değişen rengini yansıtır Hürriyet. 1950 yılında
yayına başlayan Milliyet Gazetesi’nin de Hürriyet’in yolundan gittiği
vurgulanmak-tadır. Hürriyet’in kurucusu Sedat Simavi3, gazetesi için yakın
dostu Hayri Alpar’a “Yeni bir rejime girdik, ortada duran sayısız mesele-
1 Korkmaz Alemdar, Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar, Afa
Yayıncılık, İstanbul 1999, s. 17.
2 “Hürriyet’e Uzanan Zahmetli Yol”, Hürriyet Pazar Gazetesi,
1 Mayıs 1988, s. 3.
3 Gazeteciliğe 1916 yılında Haftalık Hande Gazetesini
çıkartarak başlayan Sedat Simavi, yıllarca gazetecilik ve dergicilik yaptıktan
sonra 58. ve son yayını olarak Hürriyet Gazetesi’ni çıkartmıştır.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
48
Yusuf Özkır
miz var. Basına büyük iş düşüyor. Tarafsız, ağırbaşlı, özü
sözü doğ-ru bir gazete olarak iş yaparız”4 diyerek dönemin atmosferine işaret
etmektedir. Böylesi bir anlayışla yayına başlayan Hürriyet Gazetesi, kendisine
özgü nitelikleri barındırmaktadır.
2. Hürriyet Gazetesi'nin Basına Getirdiği Yenilikler
Hürriyet’in yayınlandığı gün, Türk basınında biçim ve
içerikte yeniliklerin başladığı gün olarak değerlendirilebilir. Büyük
fotoğraf-lar, yalın dille yazılmış haberler, Türkiye’nin sınırlarını aşan,
dünya-yı kucaklayan bir gazetecilik anlayışı… Birinci sayfada, Başbakan İnönü
ile Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Bayar’ın yazıları yer alır. Dönemin iki
siyasi rakibini birinci sayfada bir araya getirme-siyle Hürriyet, objektif
yayın yapacağı mesajını5 vermektedir.
Gazeteleri oluşturan siyasal ağırlıklı içeriği yaşamın
farklı renkleriyle donatan Hürriyet; eğlence, spor, magazin, sağlıklı ya-şam,
güzellik öğütleri, çizgi romanlar gibi alanlara yer vererek gaze-tecilikteki
politikanın öncelikli olduğu yapıya denge getirir. Simavi, Gazetesinin
dayanağını: “Hürriyet’in bütün kuvveti yalnız kendi maddi imkânlarına dayanarak
çıkabilmesindedir. Bundan dolayı da kimseyi gücendirmekten korkmayacak ve
kimseyi memnun bırak-mak kaygusunu gütmeyecektir.”6 İfadesiyle vurgulama gereği
hisse-der. Hürriyet’le birlikte haber yazımı, şekil ve üslup bakımından
değişiklik yaşar. Aynı durum köşe yazıları için de geçerlidir. Halkın daha
kolay anlayabileceği, kullanımı yaygın kelimeler tercih edil-meye başlanır.
Haber ve köşe yazıları daha anlaşılır ve kısa şekilde yazılır. Bununla birlikte
fotoğraf kullanımının artırılmasına özen gösterilir.
Aziz Nesin’e göre Hürriyet Gazetesi basındaki edebiyat
eği-limli algıyı kırarak “İlk kez gazetecilikle edebiyatı ayırır.”7 Böylece
kendi sınırlarında hareket etmeye başlayan gazetecilikte edebiyatçı
4 Muzaffer Gökman, Sedat Simavi Yaşamı ve Eserleri, Apa
Ofset, İstanbul, 1970, s. 13.
5 Amiral Gemisinin Seyir Defteri 1948–1998, Hürriyet
Yayınları, İstanbul 1998, s. 10.
6 Hürriyet Gazetesi, 1 Mayıs 1948.
7 Demirtaş Ceyhun, Babıâli’nin Şu Son Kırk Yılı, Milliyet
Yayınları, İstanbul, 1985, s. 34. Hürriyet’in haber gazeteciliği alanındaki
öncülüğü için ayrıca Bkz. Orhan Ko-loğlu, Osmanlı’dan 21. Yüzyıla Basın Tarihi,
Pozitif Yayınları, İstanbul, 2006, s. 125.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
49
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
yazarların egemen olduğu gazetecilik anlayışından haber
ağırlıklı gazeteye doğru yaşanan dönüşüm görülmeye başlanır. Sedat Sima-vi’nin
yayınladığı Karagöz ve Yedigün dergilerinde çalışan Nesin, “Uzun yıllar fıkra
yazarlığı yaptım. Patronlar, daha düne kadar, fıkra yazarı giderse gazetenin
tirajı düşer sanıyorlardı. Bir zamanlar için bu belki doğruydu… Gazetelerimiz
artık gazete olmaya başladı. Haber vermeye başladı”8 ifadesiyle Simavi’nin
basına attığı imzanın hakkını teslim etmektedir.
Hürriyet’in piyasaya çıktığı günlerde Türkiye, İkinci Dünya
Savaşı’nın ardından hızla kabuk değiştirmeye devam etmektedir. Sedat Simavi,
İkinci Dünya Savaşı sonrası süreci doğru okuyarak çok satacak ve zamanla
popüler olacak bir gazeteyi okuyucuya sunmuştur. Hürriyet’in yeni yüzünün
gazeteye tam olarak yansıma-sı ve gazeteyi tanıtması ise Londra Olimpiyatları
ile olur. Özellikle fotoğraf kullanımında tercih edilen yeni yöntem Babıâli’nin
alışık olmadığı türdendir. Olimpiyatlarda başarı kazanan Türk güreşçile-rinin
büyük boy fotoğrafları boyama yöntemiyle renklendirilerek Hürriyet sayfalarını
süsler. Böylece Hürriyet gazetesi sporu günlük hayatın bir parçası haline
getirecek olan süreci pekiştirecek adımı atmış olur. Hürriyet’in kapışılan bir
gazete olmasında Londra Olimpiyatları’ndan aktarılan fotoğraflar etkili olur.9
Türkiye’de modern baskı tekniklerini kullanarak yayınlanan
ilk gazete olan Hürriyet, yeni ortamın basın alanındaki yenilikle-rinden birisi
olarak görülür. Genellikle ünlü başyazarlar ve yazarlar çevresinde etkinliklerini
kazanan öteki gazetelere göre Hürriyet’in özelliği, bir yığın gazetesi
niteliğini taşıması; geniş halk kesimlerine dönük ilginç haberler, kısa yazı ve
yorumlar vermesi, böylece siyasal ve toplumsal sürece daha yeni katılmış
bulunan kesimlere de ken-disini okutturabilmesiyle açıklanır.10
Hürriyet Gazetesinin basında önünü açtığı yeniliklerden
birisi olarak ileri sürülebilecek iddialı bir yaklaşımı da şu şekilde ifade
8 Ceyhun, Babıâli’nin Şu Son Kırk Yılı, s. 35.
9 Orhan Koloğlu, Osmanlı’dan 21. Yüzyıla Basın Tarihi, s.
128.
10 Ali Gevgilili, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi,
“Türkiye Basını”, İletişim Yayınları, Cilt:1, İstanbul, 1983, s. 220.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
50
Yusuf Özkır
edebiliriz. Cumhuriyet devrimlerinin kökleşebilmesi için Tek
Parti döneminde basına yüklenen modernleştirici aygıt kimliği ve
top-lumsallaştırma vazifesi 1946 sonrası çözülmeye başlar. Vatan ve Tan gibi
gazetelerde ilk muhalif yayınlar şeklinde ortaya çıkmakla birlikte haberciliğin
öne çıkması için Hürriyet’in sahneye çıkması beklenmiştir. Dolayısıyla
"Tek parti dönemi müddetince toplum-sallaştırma alanındaki 'vazifesini'
haberciliğin önüne geçiren bası-nımızda bu gayretin süreç içerisinde gitgide
ikinci plana itildiğini görmek mümkündür."11 Hürriyet Gazetesinin yayın
anlayışı yeni sürecin hareket ettiricileri arasında sayılabilir. Bu kapsamda
Hürri-yet’in de modernleştirici bir işlevi olduğu vurgulanmalıdır.
2.1. Haber ve Köşe Yazısı
Hürriyet Gazetesinin basına getirdiği özelliklerin başında
yeni haber dili gelir. Babıâli’deki haberi uzun yazma alışkanlığı yerine kısa
haber yazma biçimini getiren Hürriyet habere bakış açısını değiştirir. Haber
yazımı formatında olduğu gibi köşe yazısı formatı da Hürriyet’in okurla
buluşmasıyla yeni bir evreye girer. Ba-bıâli’deki yaygın eleştiriye rağmen
Sedat Simavi “Ben yazılarımı dostlarım için yazmıyorum ki; benim okuyucum
Samsun’da seyyar köfteci, Adana’da istasyon memuru, İzmir’de tapu kâtibidir.
Hoş istesem de ağdalı yazamam. Yazabildiğim, konuşabildiğim dildir. Bırak onlar
daima tumturaklı ve uzun başmakaleleri bilhassa yaz-mıyorum sansınlar”12
diyerek kısa fakat çarpıcı cümlelerle yazılarını kaleme alır. Simavi,
yazılarını yalın ifadelerle ve gündelik yaşamın oluşturduğu bir Türkçeyle
yazar. Böylece en ağır siyasal ve toplum-sal olaylar halkın anlayacağı bir
dille Hürriyet’te yer alır.
Türkiye'ye ilk telefoto makinesini Hürriyet getirmiştir.
1952 yılında gerçekleştirilen yenilikle böylece, sadece yurt içinden değil,
yurt dışından fotoğraf almanın önündeki en büyük engel de aşılmış olur. Bu
teknolojinin kullanılması Hürriyet’i bir adım öne geçirtir.
2.2. Fotoğraf Kullanımı
Hürriyet’in yayına başladığı 1 Mayıs 1948 tarihinde basında
fo-
11 Şükrü Hanioğlu, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Zihniyet,
Siyaset ve Tarih, Bağlam Yayın-ları, İstanbul, 2009, s. 109.
12 Hürriyet Gazetesi, 13 Aralık 1953, Hikmet Bil, “Sedat
Simavi”.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
51
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
toğraf kullanımı genellikle haber metnini zenginleştirecek
bir tarz-da kullanılmaktadır. Hürriyet’in fotoğrafı kullanma biçimiyse
ço-ğunlukla fotoğrafı öne çıkartan, haberi fotoğraf üzerinden anlatan ve haber
metnini tamamlayıcı bir unsur olarak kullanan yönde olur. Özellikle Londra
Olimpiyatlarını izleyen Ali Ersan’ın objektifinden fotoğrafları büyük boy
olarak yayınlayan Hürriyet, rakiplerini de aynı kulvara girmeye zorlar.
Fotoğrafın haberin değer kazanmasın-da oynadığı rol Hürriyet’le birlikte
yükselen bir çizgi yakalar.
2.3. Hürriyet’in Logosundaki 'Türk Bayrağı', 'Türkiye
Türklerindir' İfadesi ve Atatürk Silueti
Hürriyet Gazetesi’nin bugün bilinen ‘Türk Bayraklı’,
‘Atatürk Siluetli’ ve ‘Türkiye Türklerindir’ yazılı logosu gazete kurulduğunda
farklıdır. Logoda Hürriyet kelimesi kırmızı renk tercih edilerek yer
almaktadır. ‘Hürriyet’ kelimesindeki ‘y’ harfi siyah bir kuşakla ikiye
ayrılmıştır. Bu kuşağın içine gazetenin sloganı olan “Günlük Müs-takil Siyasi
Gazete” ifadesi kullanılmaktadır. Yıllarca Sedat Sima-vi’yle birlikte çalışan
ve Sedat Simavi sonrasında da Hürriyet’te iş yaşamını sürdüren Tahsin Öztin
Hürriyet’in logosundaki ifadenin belirlenme sürecinde Simavi’nin oldukça
dikkatli olduğunu belirt-mektedir: “Başlığın altında önce ‘Günlük tarafsız siyasi
gazete’ ibaresinin düşünülmesine rağmen Sedat Simavi tarafsız kelimesinin
renksiz olduğunu belirterek onun yerine müstakil ibaresinin kulla-nılacağını
belirtmiştir. Sedat Simavi, Bu gazete “Tarafsız değil, müstakil olacaktır.
Halkın faydası için lüzumu halinde taraf tuta-cak, fakat müstakil olduğu için
hiçbir zaman tuttuğu tarafın aleti olmayacaktır,”13 demektedir.
Hürriyet Gazetesi ve Sedat Simavi etrafında yoğunlaşan
tar-tışmalar bir süre sonra logodaki tasarımın değiştirilmesiyle
sonuç-lanmıştır. Böylece 1 Mayıs 1948 tarihinde yayına başlayan Hürriyet
Gazetesi’nin 8 Kasım 1949 tarihinde logosunda değişiklik yaptığı görülmektedir.
O günden sonra logoda Türkiye Cumhuriyeti’nin Bayrağı kullanılmaya
başlanmıştır. Bayrağı kullanmaya başlamasının gerekçesini açıkladığı yazısında
Simavi, bunun bir iftihar vesilesi
13 Nuri İnuğur, Türk Basın Tarihi, Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Yayınları, İstan-bul, 1993, s. 232.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
52
Yusuf Özkır
olduğunu ve Hürriyet’i Bayrağın gölgesinde çıkardıkları için
gurur duyduklarını belirtmektedir. Bu gururu Hürriyet’i eline alan bütün
Türklerin yaşaması için Bayrağı logolarına koyduklarını açıklamak-tadır:
“İstiyoruz ki, dünyada mevcut bütün Türk vatandaşlarımız Hürriyet’i ellerine
aldıkları zaman, bu bayrağın etrafında birleşsin-ler ve Türk olduklarından
dolayı bizim gibi iftihar etsinler. Bu memleket, Atatürk çocuklarının
memleketidir ve Atatürk’ün hatı-rası ile beraber ebediyen yaşayacak ve dünyanın
ortasında bir yıldız gibi parlayacaktır.”14
Sedat Simavi’nin Hürriyet’in logosuna yerleştirdiği resmi
Bay-rak, o günden bu yana logodaki yerini korumaktadır. Sedat Sima-vi’nin 10
gün sonra bir başka değişiklik daha yaptığı görülmektedir. 18 Kasım 1949
tarihinde gazeteye yansıyan değişikliğe göre Hürri-yet’in logosunda Bayrak ile
birlikte ‘Türkiye Türklerindir’ ifadesi de kullanılmaya başlanmıştır.
Bugünlerde Hürriyet’in logosunda “Türkiye Türklerindir” ifadesi ve “Türk
Bayrağı” ile birlikte kulla-nılan “Atatürk silueti” ise yıllar sonra Erol
Simavi döneminde şim-diki yerine yerleştirilmiştir. Siluetin ilk kez 30 Ağustos
1987 tari-hinde logoda yer aldığı görülmektedir.15
Babıâli’de tartışma yaratan ‘Türkiye Türklerindir’ ifadesi
için yapılan spekülasyonlardan birisi de Hürriyet’in Yahudi sermayesi ile
kurulduğu iddialarına göndermede bulunur. Hürriyet Gazetesi-nin ‘Türkiye
Türklerindir’ söylemini logosuna koyması dönemin usta yazarlarından Bedii Faik
tarafından ‘Yahudi sermayesiyle ku-ruldu’ iddiasını örtme girişimi olarak
değerlendirilir. Faik, Hürri-yet’in logosuna Türk Bayrağı konulmasıyla birlikte
“Sedat Simavi Burla Biraderler’e borcunu asıl şimdi ödedi”16 demektedir. Bedi
Faik’in dile getirdiği ifadeye dayanak oluşturan söylemin öznesi ‘Burla
Biraderler’ İstanbul’un ‘Tüccar’ kimliği ile öne çıkan Yahudi ailesidir. Burla
Biraderler, Hürriyet’in kuruluşunda, karşılığını rek-lam ve ilan yayınlatarak
almak kaydıyla, Sedat Simavi’ye yardım
14 Hürriyet Gazetesi, 8 Kasım 1949, Sedat Simavi, “Türk
Bayrağı”.
15 Hürriyet Gazetesi, 30 Ağustos 1987.
16 İrem Barutçu, Babıâli Tanrıları Simavi Ailesi, Agora
Kitaplığı, İstanbul, 2004, s. 37.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
53
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
ederler. Sedat Simavi borcunu ödediğini ve yedi ceddinin
Türk olduğunu açıklamasına rağmen iddiaların arkası kesilmez. Bunun üzerine
Simavi “Mecburi bir açıklama” başlıklı yazısında şu ifadele-re yer verir:
Ben Yirmi beş seneden beri Türkiye’nin en çok satan
mecmualarını çıkararak topladığım para ile bu gazeteyi kurdum. Çok zengin
dostla-rıma ve yalnız imzam mukabilinde bana kredi açabilen milli
bankala-rımıza rağmen bu gazeteye on paralık yabancı sermaye sokmadım. Ben
yüzde yüz su katılmamış bir Türküm ve Türklüğün ideallerini ta-hakkuk ettirmek için
bu gazeteyi çıkarıyorum. “Hürriyet”in ilk nüs-hasında çıkan başyazımda dediğim
gibi bu memlekette hakiki de-mokrasinin tahakkuku için çalışıyorum. Şahsi
emellerim yok-tur.(…)Ne hazindir ki “Hürriyet”in bu muvaffakiyetini
çekemeyenler şimdi onun Yahudi sermayesi ile çıktığını söylemeye kadar
varıyorlar. Bu meyve veren ağaca, zayıf kimseler, kabiliyetsiz ve sinsi
şahsiyetler taş atarak zayıflatacaklarını zannediyorlar… Gülerim onların bu
bey-hude zahmetine. Tekrar ediyorum: “Hürriyet” benim şahsi sermayem ile çıkan
yüzde yüz bir Türk gazetesidir. Makinelerimde, kağıdımda beş paralık olsun
kimsenin hissesi yoktur.17
Hürriyet gazetesi için dile getirilen iddialara karşı
yayınladığı bu yazısıyla Sedat Simavi, özellikle, ‘Yahudi sermayesi ile
kuruldu’ bağlamında şekillenen değerlendirmeleri reddetmektedir. Fakat Hürriyet
Gazetesinin tarihi seyri dikkate alındığında bu içerikteki eleştirilerin
sonraki yıllarda da devam ettiği görülmektedir.
3. Hürriyet Gazetesi’nde Haldun ve Erol Simavi Dönemi
Hürriyet Gazetesi, Sedat Simavi’nin Aralık 1953’teki
vefatının ardından iki oğlu Haldun ve Erol Simavi tarafından yönetilmiştir. İki
kardeş yönetiminde gazete teknik ve içerik olarak değişmiş, gelişmiş ve
dönemsel şartlar gereği yeni alanlara açılarak kurumsal-laşma alanında adımlar
atmıştır. Mal-mülk iki kardeş arasında pay-laşılırken, büyük patron olarak
Haldun Simavi’nin18 süreci yönettiği
17 Hürriyet Gazetesi, 11 Aralık 1949, Sedat Simavi, “Mecburi
Bir Açıklama”.
18 Necati Zincirkıran, Hürriyet ve Simavi İmparatorluğu, Gençlik
Yayınları, İstanbul, 1994, s. 50.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
54
Yusuf Özkır
belirtilmektedir. Muammer Kaylan ise bu dönemi; “Haldun
Simavi Hürriyet’in yönetimini devralırken, Erol Simavi ise idari işleri
üst-lenmiştir”19 ifadesiyle değerlendirmektedir. İki kardeşin Hürriyet’i
birlikte yönettiği 60’lı yıllarda Hürriyet Gazetesi kurumsallaşmış ve yeni
kurumlar kurarak büyümüştür. Haber Ajansı, Hürriyet Gaze-tecilik ve
Matbaacılık, Veb Ofset İleri Matbaacılık, Hürriyet Hol-ding ve Hürriyet Gazete
Dağıtım Şirketleri bu yıllarda kurularak Hürriyet Gazetesi daha sağlam kurumsal
bir zemine oturtulmuştur. Buna 1986 yılında kurulan Hürriyet Vakfı’nı da
eklemek gerekir.20
Hürriyet Gazetesi denilince akla ilk gelen olgular arasında
seri ilanlar, yıldırım servis köşesi resimli iş ilanları ve ölüm ilanları yer
almaktadır. Küçük ilanları ve resimli iş ilanlarını başlatan ilk gazete
Hürriyet’tir. 1954 yılında başlattığı seri ilan çalışmasıyla Hürriyet Gazetesi
önemli bir gelir kaynağına kavuşmuştur. O günden sonra da bu alanda yaptığı
yeniliklerle piyasada ilan pastasının hep en fazla kazananı olmuştur. Ölüm
ilanları denilince de Hürriyet’in akla gelmesi ilginçtir. Bu çalışmayı ilk
başlatan gazete olmamasına rağ-men Hürriyet’in bu sayfası zaman içerisinde
oldukça popüler hale gelmiş ve başta sivil-asker-bürokrasi, seçkinler,
entelektüeller ve gayri müslimler olmak üzere iktidar seçkinleri arasında
yaygınlaş-mıştır. Hürriyet’e ölüm ilanı vermek adeta riayet edilmesi gereken
bir ritüel olarak alışkanlık kazanmıştır. Bu ilanlar aynı zamanda seçkinler
arasında bir haberdar olma kaynağı olarak da görülmek-tedir. Ölüm ilanları
ilkin kısa yazılarla dağınık bir şekilde gazete içinde yer almakla birlikte
zamanla gazetenin en fazla yer ayrılan sayfaları arasına yerleşmiştir. 2000
yılı sonrası için söylersek bu sayı günde en az iki veya üç sayfa civarındadır.
Sadece ölüm ilanları için değil diğer reklâm, tanıtım ve halkla ilişkiler
faaliyetleri açısından da benzer bir durum geçerlidir. 1 Mayıs 1948’de 6 sayfa
olarak ya-yınlanan gazetenin en az yarısı reklâm, tanıtım ve duyurularla
dolu-dur. Gazetenin sayfa sayısı periyodik olarak artmakla birlikte para-lel
şekilde bu sayfaların sayısının da arttığı görülmektedir. Bu du-
19 Muammer Kaylan, Kemalistler, Çev. Zülal Kalkandelen,
Remzi Kitabevi, İstanbul, 2006, s. 220.
20 Zincirkıran, Hürriyet ve Simavi İmparatorluğu, s. 153.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
55
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
rum 60’larda, 70’lerde, 80’lerde, 90’larda ve 2000’lerde
hiçbir deği-şiklik göstermemiştir. 2012 yılının 44 sayfalık Hürriyet’ini eline
alan bir okuyucu için gazetenin en az yarısından fazlası reklâm ve ilan
demektir.
Yan yayınlar için de bu durum geçerlidir. Reklâm, ilan ve
tanı-tım ürünleri ile birlikte gazetede öne çıkan bir diğer özellik
Hürri-yet’in okuyucu elde etmek için kullandığı yöntemlerle ilgilidir. İlk
günden itibaren gazete eki hazırlanmakta ve çeşitli konularla ilgili dergi
hazırlanmaktadır. Özel günler ve önemli günler için de alter-natif yayınlar
gazeteyle birlikte sunulmaktadır. Hürriyet’in ilk say-fası bu ürünlerin
tanıtımı ve sunumu açısından her zaman kullanıl-maktadır. Muhtıra haberinin
verildiği bir günde de siyasetin alt üst olduğuna odaklanılan bir haberin
aktarıldığı günde de Hürriyet Gazetesi; ilk amacı olan okuyucunun kişisel
dünyasına, ilgi alanları-na, ihtiyaçlarına, bilinçaltına veya fantezilerine
dokunabilmek uğra-şısını hiçbir şekilde atlamamaktadır. Bir araç kuponu,
tencere du-yurusu, ansiklopedi ilanı ve kadın bedeni kullanılarak bu amaç
yeri-ne getirilebileceği gibi okuyucunun ilgisini çekecek bir futbol ma-çının
büyütülerek sürmanşete konulmasıyla da bu amaç yerine getirilebilmektedir. Bu
yüzden Hürriyet’in popüler kültür üreti-minde, tüketim alışkanlıklarını önce
belirleyip sonra da kalıcılaştı-rabilmesinde belirgin bir işlevi olduğunu
söylemek gerekir.
Anneler gününün 60’lı yıllarda Türkiye’de ilk kez Hürriyet
ta-rafından kampanya eşliğinde duyurularak zamanla benimsetilen ve
kitleselleştirilen bir sunum çalışması olduğu bu çalışma içinde de
belirtilmektedir. Benzer şekilde 80’li yıllarda babalar günü gibi kampanyalar
da ilk kez Hürriyet tarafından aktarılmıştır. Zamanla içerik değişimine
uğramakla birlikte Hürriyet’in yayınlarında yer edinen ‘aşk, kadın, acı, para,
zengin, fakir ve hasret' temalı çizgi romanlar ile göze hitap eden bol
fotoğraflı sayfaların çoğalması genel yayın politikası açısından yerleşik bir
ilkedir. Üçüncü sayfa haberleri olarak tanımlanan polis-adliye-asayiş olayları
da birinci sayfadan duyurusu yapılacak kadar Hürriyet açısından haber değeri
taşımaktadır. Böylesi olaylar manşet veya sürmanşet haber olarak
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
56
Yusuf Özkır
verilmektedir.21 İki kardeşin Hürriyet’i yönettiği dönemde,
1955 yılına kadar Samih Tiryakioğlu, bu tarihten 27 Mayıs Darbesi son-rasına
kadar Selçuk Çandarlı ve 1961 sonundan 1970’lere kadar Necati Zincirkıran,
Genel Yayın Yönetmeni, olarak Hürriyet’in çizgisine yön vermiştir.
3.1. Erol Simavi Dönemi
Hürriyet Gazetesi yönetimindeki ikinci değişikliğin 1968
yı-lında yaşandığı görülmektedir. Haldun Simavi, gazete yönetimin-den ayrılarak
Hürriyet’in yönetimini Erol Simavi’ye bırakmıştır.22 Bu dönemde Hürriyet’in
ekonomik açıdan oldukça büyüdüğü, teknoloji alanında öncü adımlar attığı
bilinmektedir. Erol Simavi döneminde Hürriyet gazetesinde, sırasıyla; Necati
Zincirkıran, Ferhan Devekuşoğlu, Orhan Erkanlı, Muammer Kaylan, Nezih
Demirkent, Çetin Emeç, Seçkin Türesay, Erol Türegün, Çetin Emeç, Rahmi Turan ve
Ertuğrul Özkök genel müdür - genel yayın yönetmeni olarak görev yaparlar.
Hürriyet, 1994’te Aydın Doğan’a satıldığında Ertuğrul Özkök halen genel yayın
yönetmeni olarak görevine devam etmektedir.
3.2. Aydın Doğan Dönemi
Hürriyet Gazetesi yönetim koltuğundaki son değişiklik ise
1994 yılında yaşanmıştır. Milliyet Gazetesi’ni 1979 yılında satın alarak basın
dünyasına adımını atan Aydın Doğan 1994 yılında Türkiye’nin en önemli
gazeteleri arasında sayılan ve basının amiral gemisi23 sıfatını taşıyan
Hürriyet Gazetesi’ni satın alarak, Hürri-yet’in yönetim koltuğundaki son
değişikliği gerçekleştirmiştir. 29 Haziran 1994 tarihinde Hürriyet Gazetesi’nin
birinci sayfasında Hürriyet Holding’in yüzde ellisinin Aydın Doğan’a satıldığı
haberi yer almaktadır.24 Aynı haber Milliyet Gazetesi’nde de Doğan Şir-ketler
Grubu’nun Hürriyet’in yüzde 50’sini satın aldığı şeklinde
21 Hürriyet Gazetesi, “60. Yıl Koleksiyon Sayısı Hürriyet
Ailesi Eki”, 1 Mayıs 2008. s. 42.
22 Emin Çölaşan, Unutulmayan Söyleşiler, Doğan Kitap,
İstanbul, 2006, s. 31.
23 Bu kavramsallaştırma Hürriyet’in ellinci kuruluş
yıldönümü için yayınlanan anı kitabının başlığıdır: Amiral Gemisi’nin Seyir
Defteri 1948-1998, Bir TV, İstanbul, 1998.
24 Hürriyet Gazetesi, 29 Haziran 1994.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
57
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
duyurulmaktadır.25 Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş.’den 29
Haziran 1994 tarihinde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na (İMKB) gönderilen
açıklamada şöyle denilmektedir: Hürriyet Ga-zetecilik ve Matbaacılık AŞ’nin
yüzde 70 hissesine sahip bulunan Hürriyet Holding AŞ’nin % 50 hissesinin,
iştiraklerimizden AD Yayıncılık AŞ tarafından satın alınması konusunda
anlaşmaya va-rılmıştır.26 1 Temmuz 1994 tarihli Hürriyet Gazetesinin birinci
sayfasında yer alan açıklamasında Hürriyet Murahhas Üyesi Yaşar Eroğlu,
“Hürriyet’in Aydın Doğan’a satılması Basında tekelleşmeye neden olmaz”
ifadelerini kullanarak bu satışın kamuoyunda oluştu-racağı yankıya önceden bir
açıklama yapmış olur. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, bu dönemde Türk
medyasında bir tekelleşme yaşandığına dair yaklaşım yaygındır. Suat Gezgin bu
tekelleşme sürecinin iki boyutlu olduğunu ve terazinin bir tarafında Aydın
Doğan Grubu’nun olduğunu27 belirtmektedir. Aynı gün birinci sayfadan duyurusu
yapılan yazısında Genel Yayın Yönetmeni Er-tuğrul Özkök “Hürriyet Farklıdır,
Hürriyet Büyüktür” başlıklı yazısında Hürriyet’in bundan sonra Doğan Grubu ile
yoluna devam ettiğini ve bundan önce olduğu gibi bundan sonra da yine büyük
gazete olduğunu ve büyük işlere imza atacağını28 belirtmektedir. Hürriyet
Gazetesi 1994’ten bu yana Doğan Ailesi tarafından yöne-tilmektedir. Aydın Doğan
döneminde Ertuğrul Özkök ve 2010 yılı başında onun istifa etmesinin ardından
Enis Berberoğlu Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapmaktadır.
4. Kimliği Tanımlamaya Yönelik Yaklaşımlar
Makalenin sınırları gereği özet şekilde aktarmak zorunda
kal-
25 Milliyet Gazetesi, 29 Haziran 1994. ‘Medyada dev
işbirliği’ başlığını taşıyan haber şu şekildedir: Hürriyet Grubu’yla Doğan
Grubu, medya alanında işbirliğine gidi-yor. Bu işbirliği çerçevesinde, Milliyet
Gazetesinin sahibi Doğan Grubu Hürriyet Holding A.Ş.’ye yüzde payla katılıyor.
Erol Simavi, Sedat Simavi, Aydın Doğan ve Hürriyet Murahhas üyesi Yaşar Eroğlu,
iki grubun teknolojik alanda büyük bir atılım yapmasını sağlayacak olan
işbirliği konusunda prensip anlaşmasına vardılar.
26 Gülseren Adaklı, Türkiye’de Medya Endüstrisi, Ütopya
Yayınları, İstanbul, 2006, s. 276.
27 Suat Gezgin, Medya ve Eğitimde Birikimlerim, İstanbul
Üniversitesi İletişim Fakül-tesi Yayınları, İstanbul, 2002, s. 26.
28 Hürriyet Gazetesi, 1 Temmuz 1994.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
58
Yusuf Özkır
dığımız Hürriyet’in kısa tarihi kuşkusuz buradakinden çok
daha kapsamlıdır. Zengin ve geniş bir muhtevaya sahiptir. Teknik ve içerik
alanında gazeteciliğe getirdiği yeniliklerin yanında, gazeteci-liğe getirdiği
magazinleşme, üçüncü sayfa haberlerinin kullanımı ve kadın bedeninin bir meta
olarak öne çıkartılmasında belirgin bir katkısı vardır. Aynı zamanda Hürriyet,
medya-siyaset-sermaye üçlüsü arasındaki tartışmalarda ve askerin siyasete
müdahale ettiği darbe süreçlerindeki ‘kritik’ yayınlarıyla da tartışılmaktadır.
Bu makale ise Hürriyet’in yayın politikasından çok onun kimliğine yöneltilen
tanımlamalara odaklandığı için bu konulara değinme-mektedir.
Basın tarihçisi Hıfzı Topuz’a göre Hürriyet Gazetesi ilk kuru-luş
yıllarından, Sedat Simavi döneminden itibaren, Atatürk devrim-leri konusunda
çok duyarlıdır. Partilerin bu ilkeler çevresinde bir-leşmelerini ve devrimlerin
seçim politikalarına alet edilmemesi gerektiğini savunmakta ve yayınlarını bu
bağlamda yapmaktadır.29
Yalçın Küçük, Sedat Simavi’nin Hürriyet’in logosunda yer
verdiği “Türkiye Türklerindir” ifadesi için yaptığı değerlendirmede, bu
sloganın, aynı zamanda daha önceden Talat Paşa tarafından İttihat Terakki’nin
sloganı olarak kullanıldığını belirtmektedir. Küçük, bu slogan üzerinden Talat
Paşa ve Sedat Simavi isimleri etrafında yaptığı değerlendirmede Hürriyet
Gazetesi’nin bu özel-likleriyle İttihat ve Terakki’nin devamı olduğuna işaret
ederek şu ifadeleri kullanmaktadır: “Şimdi Hürriyet adının solunda, Mustafa
Kemal’in sol altında, “Türkiye Türklerindir” slogan-sözü, herhalde ikisini
bağlamaktadır. Bu sözün İttihat ve Terakki’nin icadı oldu-ğundan hiçbir
kuşkumuz yok. Ancak eğer İttihat ve Terakki’nin ise, Talat’ındır ve o halde
Hürriyet Gazetesi hem Talat’ın ve hem Fırka’nın ruhunu sürdürmektedir .”30
Hürriyet Gazetesinin Aydın Doğan’dan önceki sahibi Erol
Simavi, Hürriyet’in laiklik ile ilgili bir konu olduğunda ortamı ger-mekten
kaçınmadığını belirtir. Hürriyet’in logosuna 1987 yılında
29 Hıfzı Topuz, II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın
Tarihi, Remzi Kitabevi, İstan-bul, 2003, s. 214.
30 Aydınlık Gazetesi, 30 Mart 2012, Yalçın Küçük, “Talat
Paşa: Türkiye Türklerindir”.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
59
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
konulan Mustafa Kemal Atatürk silueti de Erol Simavi
tarafından Atatürk’e yönelik sataşmalara bir cevap olarak oraya konulmuştur.
Hürriyet’in son sahibi Aydın Doğan da Hürriyet’in kimliğini ilgi-lendirecek
mahiyetteki açıklamalarında benzer bir yol haritasını izlemektedir. Örneğin,
onun gazete dağıtımındaki kriteri “Ülkenin bölünmez bütünlüğüne karşı yayın
yapmamak ve anayasa ile cum-huriyetin temel ilkelerine bağlılıktır.”31
Bir başka açıklamasında ise Aydın Doğan “Bir şey hariç biz
ta-raf olmayız. Cumhuriyetin ilkeleri ve Türkiye'nin bölünmez bütün-lüğü
konusunda taviz vermeyiz.”32 ifadelerini kullanmaktadır. Bu özelliklere sahip
olan Hürriyet Gazetesi, bir dönem Hürriyet Ge-nel Müdürlüğü’ne kadar yükselen,
Muammer Kaylan tarafından “Kemalist reformların bir ürünü”33 şeklinde
tanımlanmaktadır. Hürriyet Gazetesi için dile getirilen ‘Devletin gazetesi’
söylemi ise bu tanımlamaların ve kırmızıçizgilerin ışığında bir anlam
kazan-makta ve genellikle bu arka plana gönderme yapılarak kullanılmak-tadır.
Bu söylem, farklı zaman dilimlerinde, gerek Hürriyet’in için-deki ünlü isimler
tarafından gerekse Hürriyet camiası dışında yer alan isimler tarafından dile
getirilmektedir.
Burada şunu da belirtmek gerekir. Sahibi belli olan bir
gazete için nasıl oluyor da Devlet gibi soyut bir kavram üzerinden yeni bir
sahiplik olgusu üretilebiliyor? İki yapı arasında organik bir bağlantı
arayanlar açısından kuşkulu bir durum var ortada. Oysa ilkeler üzerinden
hareket edilerek zihinsel ve felsefi bir bağ arayışı içinde olanlar içinse bu
iddiaya dayanak bulabilmek daha kolay görünebi-lir. Yine de bu konuda ciddi bir
kafa karışıklığı olduğunu hatırlat-makta fayda bulunmaktadır. Bununla birlikte
Hürriyet Gazetesi ‘devletin gazetesidir’ söylemini destekleyici bir açıklama Aydın
Doğan tarafından kullanılmıştır. Bu alandaki birçok iddiaya daya-nak oluşturan
ifadeyi Aydın Doğan, 9 Eylül 2002 tarihinde Zaman Gazetesi’nden Nuriye Akman’a
verdiği röportajda kullanmaktadır.
31 Cumhuriyet Gazetesi, 14 Ağustos 2002, Aydın Doğan, “Yayın
Bağımsızlığı Paradan Geçer”, Röp. Leyla Tavşanoğlu, s. 7.
32 Cumhuriyet Gazetesi, a.g.r. s. 8.
33 Kaylan, a.g.e., s. 220.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
60
Yusuf Özkır
Buradaki açıklamasında Milliyet Gazetesi’yle kıyaslayarak
kurduğu cümlede Doğan; “Milliyet biraz solda, Hürriyet ise daha çok devlet
gazetesidir”34 cümlesini kurarak bu alanda ileri sürülen iddialara güçlü bir
dayanak sağlamıştır.
Doğan Grubu yazarlarından Mehmet Ali Birand da bu yargıyı
destekleyici mahiyette ifadeler kullanmıştır. Ona göre Hürriyet, devletin
gazetesidir. Devlet dönüşürse o da dönüşür. Hürriyet, devletin yönünü takip
eder. Nitekim Oktay Ekşi’nin yerine Taha Akyol’un yazmaya başlaması mevcut
siyasi konjonktürün ve ikti-dardaki güç temerküzünün paralelinde bir yönelişe
sahiptir. Bi-rand’ın açıklamasında yer alan; “Devletin gazetesi derken
Devlet'in satın aldığı gazete anlamında söylemiyorum. Ama Devlettir. Devlet
için her şeyi yapar... Devlet adına çalışan gazetedir Hürriyet. Ne olursa olsun
her zaman devlet adına çalışır”35 cümleleri bu bağlamda okunabilir. Hürriyet
Gazetesi için ‘devletin gazetesidir’ söylemini yüksek sesle dile getirenler
arasında eski medya patronlarından Dinç Bilgin ve köşe yazarı Ergun Babahan da
yer almaktadır. Ergun Babahan’ın açıklamalarında çokça rastlanabilecek olan bu
iddialar-dan birinde; “Bildiğim kadarıyla Ertuğrul Özkök, askerlerle yakın bir
gazeteci. Zaten Hürriyet devlet gazetesidir. Dolayısıyla onların askerle
ilişkisi bizimkinden çok farklıydı. Askerlerle iç içe gibidir onlar”36
cümleleri dikkat çekmektedir. Sabah Gazetesi’nin eski sahibi ve bir dönem
Hürriyet’in de rakibi olan Dinç Bilgin, medya piyasasından çıktıktan yıllar
sonra yaptığı açıklamalarda Hürriyet’in adını ‘Devlet’ ve ‘Asker’ olgusuyla yan
yana kullanmaktadır. Onun ifadesinde yer alan; “Ama Hürriyet, devletin,
‘establishment’ın, ‘müesses nizam’ın gazetesi” ifadeleri bu açıdan önemlidir.
Ayrıca yine Bilgin tarafından aktarılan bir başka yorumda Hürriyet
Gaze-tesi’nin Erol Simavi tarafından Aydın Doğan’a satıldığı sürece vur-gu
yapılmaktadır. Simavi’nin satıştan kazandığı paradan yüklüce bir
34 Zaman Gazetesi, 31 Ağustos 2008, Aydın Doğan, “Asker, 27
Nisan bildirisinden gerekli dersi çıkardı”, Röp. Nuriye Akman, s. 12.
35 Burç FM, Mehmet Ali Birand, “Hürriyet Devletin Gazetesi,
Devlet İçin Her şeyi Yapar”, Röp. Erkam Tufan Aytav.
36 Taraf Gazetesi, 15 Mart 2010, Ergun Babahan, “Kartel
Beyti’de Buluşuyordu”, Röp. Neşe Düzel.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
61
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
miktarını Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na
bağışla-ması Ona göre satış için “Cihet-i askeriyeden onay almak gibidir.”37
Dinç Bilgin’in açıklamalarından birinde vurgu yapılan
‘müesses nizam’ kavramsallaştırmasını genellikle sermaye sahipleri ekseninde
okuyan bir değerlendirme, Hürriyet’in Aydın Doğan tarafından satın alındıktan
sonra da bu formatta işlev gördüğünü irdelemekte-dir. Bu açıklamada yer alan
“Hürriyet Gazetesini aldıktan sonra Aydın Doğan, medyanın en etkin siması
olarak, tüm büyük serma-ye camiasında, TÜSİAD’da, hislere tercüman isim olur.
Ekonomi-nin olduğu kadar politikanın yol haritasının ilgili hedeflere
iletilme-sinde de kilit isimdir”38 ifadeleri, Hürriyet Gazetesi’ne ve onun
sahibine yüklenen beyaz Türklerin sözcüsü yaklaşımını daha güçlü hale
getirmektedir. Bu değerlendirmede öne çıkan TÜSİAD vur-gusu Türkiye’deki
sermaye sahipleri ile askerler arasındaki ilişki biçimi üzerinden
değerlendirildiğinde güçlü bir anlam kazanmak-tadır. Hürriyet’in, bu düzlemde,
ekonomik, siyasi ve askeri bağ-lamda iktidarı elinde bulunduran kesimi
buluşturan ve onların söz-cüsü konumunda olan bir gazete olduğu ileri
sürülebilir.
Hürriyet Gazetesinin sahip olduğu güce atıfta bulunan ve bu
eksende onun kimliği etrafında bir güç algısı oluşmasına ön ayak olan
tanımlardan birisi de ‘Amiral gemisi’ kavramsallaştırmasıdır. Hürriyet Gazetesi
tarafından kuruluşunun 50. yılı anısına hazırla-nan bir kitabın adı gazete
tarafından ‘Amiral Gemisinin Seyir Def-teri’ olarak tercih edilmiştir. 2011
yılında Hürriyet’te köşe yazmaya başlayan Taha Akyol’un ilk yazısındaki
vurgulardan birisi bu yön-dedir. Akyol, yazısındaki o bölümde “Meslek hayatımın
otuzuncu yılında, basınımızın “amiral gemisi” Hürriyet’te yazmak benim için
büyük mutluluktur,”39 ifadelerini kullanmaktadır.
Ayrıca Taha Kıvanç biraz arka plan bilgisi verdiği yazısında
Hürriyet için kullanılan ‘amiral gemisi’ vurgusuna değinmektedir: “Hürriyet'in
bizim dünyamızdaki adı 'amiral gemisi'; sanıyorum, ilk
37 Aksiyon Dergisi, 11 Kasım 2010, Sayı: 827, Dinç Bilgin,
“Simavi’nin Verdiği Çek Hürriyet’in Satışına Askerin Onayı İçindi”, Röp. Fatih
Vural.
38 Mustafa Sönmez, Filler ve Çimenler, İletişim Yayınları,
İstanbul, 2004, s.151.
39 Hürriyet Gazetesi, 5 Ekim 2011, Taha Akyol, “Amiral
Gemisinde”.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
62
Yusuf Özkır
kez Çetin Altan kullandı bu tabiri bir ara orada yazmaya
başladı-ğında. ‘Gündem belirleyip gündem bozan gazete’ anlamında doğru bir
tespit bu. Ayrıca, bir konuda ses getirmek isteyen iktidarların ilk tercihi her
zaman Hürriyet oldu. Muhalefet de Hürriyet'in ilgi-sine asla kayıtsız
kalamadı.”40şeklindedir.
20 yıl Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmenliğini yapan Ertuğrul
Özkök, Hürriyet’in kamuoyundaki yerine yönelik tespitleriyle aynı zamanda bir
markanın yükseldiği noktada kalıcı olabilmesinin yöntemini de stratejik bir
yaklaşımla koruma girişimindedir. Hür-riyet’i “Türkiye’nin tartışmasız en büyük
ve en etkili gazetesi”41 olarak tanımlayan Ertuğrul Özkök; “onun, kuşkusuz hala
Türk basının amiral gemisi olduğunu ve kolay kolay da kimsenin onu yerinden
indirmeyeceğini”42 belirtmektedir. Hürriyet için öne çı-kan bir diğer
tanımlamaysa ‘İmparatorluk’ vurgusu dolayımında oluşmuştur. Necati Zincirkıran,
Hürriyet’in tarihinde kurucu rol oynayan Simavi Ailesi için yazdığı kitabın
adına ‘İmparatorluk’ kavramını eklemiştir. İrem Barutçu ise Simavi Ailesi
hakkındaki kitabına 'Babıali Tanrıları' nitelemesini uygun görmüştür. 1998
yılında yayınlanan Hürriyet belgeselinde de ‘imparatorluk’ vurgusu; “Hürriyet:
Dev bir imparatorluk. Hürriyet İmparatorluğu” nitele-mesi kullanılmakta ve
görüntü Aydın Doğan’a odaklanarak kamera hareketi sonlandırılmaktadır. Emin
Karaca ise Aydın Doğan’ı konu edinen kitabında ‘Plazaların Efendisi’ ifadesini
tercih ederek 90’lardan sonra şekillenen yeni medyanın merkezine Doğan’ı
yer-leştirmektedir. Kuşkusuz bu tercihin yapılmasında Hürriyet’in 1994 yılında
Aydın Doğan tarafından satın alınmış olması ciddi rol oynamaktadır.
Hürriyet Gazetesi için yapılan değinilerde ve yorumlarda öne
çıkan kimlik vurgusunu destekleyecek verilerden birisini önemli günlerde öne
çıkartılan yayınlarda aramak gerekmektedir. Bu yak-laşıma Atatürk’ün vefat
ettiği 10 Kasım tarihini de eklemek gere-
40 Zaman Gazetesi, 18 Haziran 1998, Taha Kıvanç.
41 Hürriyet Gazetesi, 20 Aralık 2010, Ertuğrul Özkök,
“Damaşk'ta Kar Yağıyordu ve Yeni Bir Lider Doğuyordu”.
42 Akşam Gazetesi, 30 Aralık 2010, Ertuğrul Özkök, “Bize
'Toplum Mühendisi' Diyenler Müteahhit Oldu” Röp. Özlem Çelik Akarsu.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
63
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
kir. Gazete 1 Mayıs 1948 tarihinde yayına başladıktan
sonraki ilk 10 Kasım tarihinde “Türk Milletinin Büyük Matem Günü”43 manşe-tiyle
çıkmıştır. Büyük bir Atatürk fotoğrafı eşliğinde kullanılan spottaysa “Ebedi
Şef Atatürk 10 Yıl Evvel Bugün Aramızdan Ay-rılmıştı” ifadeleri
kullanılmaktadır.
23 Nisan 1982 tarihli Hürriyet Gazetesi, bugüne özel bir
say-fayla çıkmıştır. Manşet haber olarak 23 Nisan’ı duyuran gazete temsili bir
fotoğraf eşliğinde çocukların Atatürk’e çiçek verdiğini gösteren büyük boy bir
fotoğrafı manşetle birlikte aktarmaktadır. Fotoğraf “Bugün 23 Nisan” manşetinin
altında yer almakta, spot-taysa “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını
Kutluyoruz”44 ifade-leri kullanılmaktadır. 29 Ekim 1998 tarihli Hürriyet
Gazetesinin birinci sayfasının farklı bir şekilde Cumhuriyet Bayramı’na özel
olarak tasarlandığı görülmektedir. “Biz Altta İmzası Olanlar”45 başlığıyla
gazetenin birinci sayfasında Hürriyet çalışanlarının imza-ları yer almaktadır.
Cumhuriyet’in 75. yılı logosunu ilk sayfadan kullanan gazete böylece konuya
olan hassasiyetini ortaya koymak-tadır. Hürriyet Gazetesi’nin bu konudaki
hassasiyeti, gazetenin logosunda öne çıkarttığı göstergeleri destekleyecek
niteliktedir.
Hürriyet Gazetesinin 60. yılı için verilen bir reklâmda
kurulan paralellik de gazetenin kimliğinin ürettiği imaj açısından dikkat
çekicidir. Anadolu Hayat Emeklilik tarafından Hürriyet Gazetesi-ne verilen
reklâmda, Mustafa Kemal Atatürk’ün Şam’daki serüve-ninden bir anekdota atıfta
bulunularak onun gelecek tasavvuru bakımından Şam’da kendisine çizdiği yol ile
Hürriyet Gazetesi’nin geleceğe yönelik yüzü arasında bir ilişki kurulmaktadır.
Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya isimli eserinden yapılan alıntıda Mustafa Kemal’in
“Elbette yarının - geleceğin adamı olmak istiyorum” ifadesinden hareketle
Hürriyet için “Geleceğin gazetesi Hürriyet’e nice 60 yıl dileriz” sloganı
üretilmektedir. Buradaki esas vurguysa Hürriyet’in yayın çizgisindeki ağırlık
noktasının dışarıdakiler tarafından açık-lanmak istendiğinde onun Atatürkçülük
ekseninde akla gelmesidir.
43 Hürriyet Gazetesi, 10 Kasım 1948.
44 Hürriyet Gazetesi, 23 Nisan 1982.
45 Hürriyet Gazetesi, 29 Ekim 1998.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
64
Yusuf Özkır
Bu özdeşleşmenin sağlanmış olmasıdır.46 Hürriyet Gazetesinin
kimlik boyutunu bu bağlamda güçlü kılacak bir başka argüman ise gazetenin 60.
yılında yayınlanan 1 Mayıs 1998 tarihli sayısındaki ‘Teşekkürler Türkiye’
sürmanşetinin altında yer almaktadır. “Hür-riyet bugüne kadar hep Atatürk ilke
ve devrimlerinin takipçisi oldu, sizin sesiniz oldu” ifadeleri kimliğin
tanımlayıcısı olarak de-ğerlendirilebilir.
Atatürk ilke ve devrimlerinin işaret ettiği batı eksenli bir
mo-delin yaşam tarzı bakımından da yine bir kimlik göstergesi olarak kabul
edildiğini söylemek abartılı olmasa gerektir. İlk günden itiba-ren Batılı bir
yaşam tarzının gazete aracılığıyla kitlelere ulaştırıla-bilmesinde Hürriyet
öncü bir işlev görmüştür. Bu yönüyle kültürel modernleşme alanında
modernleştirici bir aygıt olduğu ve yeri gel-diğinde kitleler nezdinde etkisini
kullanmaktan çekinmeyen sem-bolik bir iktidar rolü oynadığı söylenebilir. Bu
bağlamda ayrıca Hürriyet Gazetesi kendisini tanımlarken vurgu yaptığı küresel
boyut da dikkat çekmektedir. Hürriyet’in kurulduğu 1948 tarihi ile İnsan
Hakları Evrensel Bildirgesi’nin aynı yıla denk gelmesi Hürri-yet tarafından
vurgulanmaktadır. Kuruluşunun 60. yılı için hazırla-dığı ‘Hürriyet Ailesi’
başlıklı 44 sayfalık özel ekin arka kapağında yer alan reklâm tam da bu olguya
atıfta bulunmaktadır. Bu reklâmda yer alan; “Hürriyet, İnsan Hakları Evrensel
Bildirgesi’yle aynı yaşta, aynı umutta” ifadeleriyle verilen reklâm sayfası
aynı zamanda Hürriyet için kimlik tanımlaması yapılırken öne çıkabile-cek olan
bir alana da gönderme yapmaktadır. Hürriyet Gazetesi bu vurgusuyla aynı zamanda
Sedat Simavi’nin ilk yazısında belirttiği; “Ülkemizin bünyesine en uygun rejim
olan demokrasinin kökleş-mesi için çalışacağız” yaklaşımını da Batılı bir model
şeklinde ilke-sel olarak sürdürdüğünü ve bir kimlik göstergesi olarak
taşıdığını göstermektedir.
Hürriyet’in kimlik tanımlanması ekseninde zihinlerde iz
bıra-kacak öğelerden birisinin de dışardan bakanın gazetenin sayfaların-da
nelerle karşılaşacağı üzerinden hareketle söylenebilir. Yukarıda
46 Hürriyet Gazetesi, “Hürriyet Gazetesi 60+60 Eki”, 1 Mayıs
2008, “Gelecekte de Var olmak…” s. 3.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
65
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
da değinildiği gibi reklâmlar bu açıdan ciddi anlamda ipucu
verici-dir. Reklâmlarda kullanılan sloganlar da kimlik tanımlaması
çaba-sındakilere yardımcı olabilir. Örneğin Anadolu Grubu’nun verdiği bir
reklâmda içerik olarak bolca içki ürünü bulunmaktadır. Slogan olarak da “Çağdaş
Türkiye’nin lider gazetesine başarı dolu nice yarınlar” ifadesi kullanılmıştır.
Buradaki ‘Çağdaş Türkiye’ vurgusu Hürriyet’in yüzünü çevirdiği Batının
değerleriyle aynı bağlamda ele alınmaktadır. Hürriyet’in ilgili sayısındaki
sayfalarında yer alan diğer reklâmlardan büyük kısmının serbest piyasa
ekonomisinin göstergeleri olan banka reklâmı olması ve bazılarının da “Gerçek
zenginlik hayatın her yudumundan keyif almaktır”47 sloganıyla yayınlanan
Tekirdağ Rakısı’nın olması gazetenin kimlik açısından güçlü yönlerinden birine
işaret etmektedir.
En başından bu yana Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunda
orta-ya koyduğu çaba Hürriyet Gazetesi tarafından desteklenmiştir. Avrupa
idealinin ülke ekonomisine katkı yapacağı beklentisi bu tercihi destekleyen en
önemli yaklaşımlar arasındadır. Hürriyet Gazetesi, başta 12 Eylül 1963 tarihli
Ankara anlaşması ve 17 Aralık 2004 Brüksel Zirvesi olmak üzere Türkiye’nin AB
yolunda kat ettiği kritik zirveleri manşet haber olarak pozitif bir bakış
açısıyla aktarmaktadır.
Hürriyet bu yolculuğu desteklerken aynı zamanda onu
“Türki-ye’nin AB’ye katılım, Cumhuriyet’in kuruluşunda ifadesini bulan, ‘Çağdaş
uygarlık’ ile buluşma projesinin hayata geçirilmesi, Türki-ye’nin 21. yüz yılda
istikrarlı, müreffeh bir ekonomiye sahip mo-dern, demokratik bir devlete,
toprak bütünlüğünü güvence altına almış olarak ‘Avrupa Kimliğinin’ tescil
edilmesidir”48 ifadeleriyle tanımlamakta ve yorumlamaktadır. 1 Mayıs 2008’de
hazırladıkları dosya haberde de gazete bu yolculuğu kendi manşetleri üzerinden
aktarmakta ve Hürriyet’in konuya gösterdiği hassasiyet ve öneme dikkat
çekmektedir. “Türkiye’nin Devrimci Projesi”49 olarak bir de
47 Hürriyet Gazetesi, “Hürriyet Gazetesi 60+60 Eki”, 1 Mayıs
2008 “AB: Türkiye İçin 21. Yüzyıl”. s. 1.
48 Hürriyet Gazetesi, “Hürriyet Gazetesi 60+60 Eki”, a.g.m.,
1 Mayıs 2008. s. 1.
49 Hürriyet Gazetesi, “Hürriyet Gazetesi 60+60 Eki”, a.g.m.,
1 Mayıs 2008. s. 3.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
66
Yusuf Özkır
tanımlama yapan gazete dönemsel olarak kullandıkları bazı
manşet-lerin sayfa fotoğraflarını da burada yayınlamıştır. Hürriyet’in
tarih-sel olarak Batılılaşmaya verdiği önemin AB yolculuğu üzerinden yapılan bu
okuması aynı zamanda onun genlerindeki kimliğin çö-zümlenmesinde bir mihenk
taşı özelliği taşımaktadır. Burada AB öne çıkartılırken Amerika’nın arka planda
kalıyor olması diye bir şeyin düşünülemeyeceğini her şeye rağmen belirtmek
gerekir. Se-dat Simavi’nin Hürriyet’in kuruluşunda inşa ettiği Amerikan
algı-sından dolayı Hürriyet Gazetesi’nin bizatihi kendisi küre ölçeğinde
Amerika’nın öncülüğünde kurulan 'Yeni Dünyanın' bir gazetesi olarak çıkmaya
başlamıştır. Simavi’nin yazıları da bu olguyu bir hakikat olarak işlemektedir.
Dolayısıyla buradaki ‘çağdaş ve Batılı-laşma tercihi’ gibi vurgularla
anlatılmak istenen şeyin kendisi biza-tihi Batı’dır. Politik anlamda çekinceli
olsa da kültürel anlamda yekpare olan Batı’dır.
Sonuç
Sosyolojik anlamda, toplumu oluşturan farklı düşünsel
yapıla-rın yaklaşımları ışığında bakıldığında Hürriyet’in bir şekilde önem
verilen, bakılmadan geçilemeyen daha doğrusu güçlü olduğuna inanılan bir gazete
olduğu inancı dikkat çekmektedir. Sol çevreler-de olsun, liberal çevrelerde
olsun ve İslamcı çevrelerde olsun hâkim algı bu eksendedir. Hürriyet
Gazetesinde öne çıkartılan bir haberin mutlaka belirli güç ilişkileri
kapsamında ve bir yerlere verilmesi gereken mesajı içerecek şekilde
kurgulandığına dair inanç, farklı kesimlerde yerleşik bir alışkanlık
kazanmıştır. Muhafazakar ve İslamcı çevrelerin yazarı olarak Taha Kıvanç’ın
yukarıda alıntılanan ifadeleri bu açıdan önemlidir.
Hürriyet Gazetesi için kimlik tanımlaması yapılırken iki ana
damarın oldukça güçlü bir şekilde yerleşik olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan
birisi Atatürk Milliyetçiliği ve Laiklik ekseninde şekil-lenmektedir. İkincisi
de Batılılaşma yolundaki seçkilerden birisi olan kültürel modernleşmeyi
benimsemesinde belirginleşmektedir. Haber, köşe yazısı, fotoğraf kullanımı,
fotoğraf seçimi, habere ba-kış açısı ve son kertede model alınan yön itibariyle
bu eğilim güçlü
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
67
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
nitelikler barındırmaktadır. Laikliğin hangi boyutuyla
ilgilenildiği, Batılı değerlerin hangi yönleriyle öne çıkartıldığı konusu ayrı
bir konudur. Fakat yeri gelmişken şunu da vurgulamak gerekir ki, Hürriyet
Gazetesi, milliyetçi eğilimli Atatürkçü kimliğiyle Batılı-laşmayı adeta sadece
kültürel boyuta indirgenerek gazeteye yansı-masını sağlamaktadır. Aynı şekilde
kültürel modernleşme yönü baskın olan Batılılaşma eğilimi de gazeteye yansıma
dozajı ve içeri-ğiyle Atatürkçülüğün getirdiği milliyetçilik yönünü
hafifletmekte ve çoğunlukla, genel olarak olağanüstü dönemler dışında, ikinci
plana atmaktadır. Bu da Hürriyet Gazetesinin kimliği üzerine yapı-lacak tespit
ve değerlendirmelerde dikkate alınması gereken bir husustur. Hürriyet
Gazetesi’nin tarihsel sürekliliği içerisinde ortaya çıkan ve genel olarak
birbirini besleyen ve destekleyen kavramsal ve simgesel göstergeler, esasında
Hürriyet Gazetesi’nin kamuoyun-daki algılanma biçimine ve ona atfedilen güce
vurgu yapmaktadır.
Türkiye’de basın yaşamı hızla değişmektedir. Ekonomik
ola-rak, teknolojik olarak ve içerik yönünden değişimler yaşanmakta-dır. 80’ler
ve 90’lardan bu yana ise medyada yaşanan değişim birkaç kat daha hızlıdır. Bu
köklü değişimin ve beraberinde getirdiği med-ya-siyaset-sermaye tartışmalarının
hemen tamamının merkezinde ise bir şekilde Hürriyet Gazetesi yer almaktadır.
Tartışmalarda öne çıkan alanlardan birisi ise Hürriyet’in kuruluşundaki temel
düşün-ceye dairdir.
Hürriyet Gazetesi, 1 Mayıs 1948 tarihinden bu yana
kesintisiz yayın yapan bir gazete olarak çok daha kapsamlı bir içeriğe
sahip-tir. Makalenin sınırları gereği merkeze alınan konu üzerinde
yoğun-laşıldığı için onunla ilgili olan bazı konular burada ele alınmamaış-tır.
Bu, biraz da zorunluluktan kaynaklanmıştır. Tartışma ve eleştiri sınırlarını
ihlal etmeme çabasının da getirdiği endişeden dolayı bu zorunluluk ortaya
çıkmıştır. Bunu belirttikten sonra, vurgulamak gerekir ki Hürriyet Gazetesi,
kimlik ve ideoloji alanında uzun so-luklu bir yürüyüşü yapabilen nadir
gazeteler/kurumlar arasında yer almaktadır. Sedat Simavi’den Aydın Doğan’a
doğru çizilecek ince bir çizgi, iki yönetici ve aradaki diğer yöneticiler
arasında, Türki-ye’nin temel meselelerine ve bu bağlamda Hürriyet’in nasıl bir
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
68
Yusuf Özkır
yayın politikası izlemesi gerektiğine dair örtüşen bir tutum
görün-mektedir. Bu kapsamda Hürriyet Gazetesi, yayın politikasında dönemsel
olarak gerçekleşen dozaj farklılıkları olmakla birlikte; ideolojik olarak laik
ve Atatürkçü; yaşam tarzı ve kültürel tercihler bakımından batıcı; ekonomik
bakımdan kapitalist ve küreselleşme-ci bir yönelime sahiptir. Sermaye birikimi
ve taşıdığı kültürel kod-lar bakımından Türkiye’nin Batılı bir yaşam modeline
geçişini sa-vunan zengin-elit kesimler olan “Beyaz Türkler”in sözcülüğünü
yapmakta ve siyasi egemenlik gibi iktidar alanına yönelik mücadele süreçlerinde
toplumun elit olmayan kesimlerine karşı çoğu zaman otoriter ve kısıtlayıcı bir
refleks göstermektedir. Hürriyet’e ve Hürriyet’in sahiplerine yönelik
kamuoyunda var olan algıyı besle-yen dinamik de bu bağlamda şekillenmektedir.
Kaynaklar
Adaklı, Gülseren, Türkiye’de Medya Endüstrisi, Ütopya
Yayınları, İstanbul, 2006.
Alemdar, Korkmaz, Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar, Alfa
Yayıncılık, İstanbul, 1999.
Amiral Gemisinin Seyir Defteri 1948–1998, Hürriyet Gazetesi
Yayınları, İstanbul, 1998.
Barutçu, İrem, Babıâli Tanrıları Simavi Ailesi, Agora
Kitaplığı, İstanbul, 2004.
Ceyhun, Demirtaş, Babıâli’nin Şu Son Kırk Yılı, Milliyet
Yayınları, İstanbul, 1985.
Çölaşan, Emin, Unutulmayan Söyleşiler Tarihe Düşülen Notlar,
“40 Yılın Tecrübesiyle Erol Simavi Konuşuyor”, Doğan Kitap, İstanbul, 2006.
Doğan, Aydın, Buyurun İstediğinizi Sorun, Doğan Ofset AŞ.,
İstanbul, 2002.
Gevgilili, Ali, “Türkiye Basını”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye
Ansiklopedisi, Cilt1, İletişim Yayınları, İstanbul, 1983.
Gezgin, Suat, Medya ve Eğitimde Birikimlerim, İstanbul
Üniversitesi İleti-şim Fakültesi Yayınları, İstanbul, 2002.
Gökman, Muzaffer, Sedat Simavi Hayatı ve Eserleri, Apa
Ofset, İstanbul, 1970.
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
69
Hürriyet Gazetesinin Kimliği
Hanioğlu, Şükrü, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Zihniyet, Siyaset
ve Tarih, Bağlam Yayınları, İstanbul, 2009.
İnuğur, Nuri, Türk Basın Tarihi, Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Yayınları, İstanbul, 1993.
Kaylan, Muammer, Kemalistler, Remzi Kitabevi, Çev. Zülal
Kalkandelen, İstanbul, 2006.
Sönmez, Mustafa, Filler ve Çimenler, İletişim Yayınları,
İstanbul. 2004.
Topuz, Hıfzı, II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi,
Remzi Kitabe-vi, İstanbul, 2003.
Zincirkıran, Necati, Hürriyet ve Simavi İmparatorluğu,
Gençlik Yayınları, 1994.
Köşe Yazıları
Akyol, Taha. “Amiral Gemisinde”, Hürriyet Gazetesi, 5 Ekim
2011.
Bil, Hikmet. “Sedat Simavi”, Hürriyet Gazetesi, 13 Aralık
1953.
Kıvanç, Taha. “Hürriyet Gazetesinin 50. Yılı”, Zaman
Gazetesi, 18 Haziran 1998.
Küçük, Yalçın. “Talat Paşa: Türkiye Türklerindir”, Aydınlık
Gazetesi, 30 Mart 2012.
Özkök, Ertuğrul. “Damaşk'ta Kar Yağıyordu ve Yeni Bir Lider
Doğuyor-du”, Hürriyet Gazetesi, 20 Aralık 2010.
Simavi, Sedat. “Bu Gazete”, Hürriyet Gazetesi, 1 Mayıs 1948.
Simavi, Sedat. “Mecburi Bir Açıklama”, Hürriyet Gazetesi, 11
Aralık 1949.
Simavi, Sedat. “Türk Bayrağı”, Hürriyet Gazetesi, 8 Kasım
1949.
Röportajlar
Babahan, Ergun. “Andıç iftirası bilerek atıldı”, Röp: Neşe
Düzel, Taraf Gazetesi, 16 Mart 2010.
Bilgin, Dinç. “Simavi’nin verdiği çek Hürriyet’in satışına
askerin onayı içindi”, Röp: Fatih Vural, Aksiyon Dergisi, Sayı: 827, 11 Kasım
2010.
Birand, M. Ali. “Hürriyet Devletin Gazetesidir. Devlet İçin
Her Şeyi Yapar”, Analiz Salı Programı, Röp: Erkam Tufan Aytav, Burç Fm, 10
Eylül 2011.
Doğan, Aydın. “Asker, 27 Nisan bildirisinden gerekli dersi
çıkardı”, Röp:
Iğdır Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Sayı: 3, Nisan 2013
70
Yusuf Özkır
Nuriye Akman, Zaman Gazetesi, 31 Ağustos 2008.
Doğan, Aydın. “Yayın Bağımsızlığı Paradan Geçer”, Röp: Leyla
Tavşanoğlu, Cumhuriyet Gazetesi, 14 Ağustos 2002.
Özkök, Ertuğrul. “Bize 'toplum mühendisi' diyenler müteahhit
oldu”, Röp: Özlem Çelik Akarsu, Akşam Gazetesi, 30 Aralık 2010.
Gazeteler
Hürriyet Gazetesi, 1 Mayıs 1948.
Hürriyet Gazetesi, 29 Haziran 1994.
Hürriyet Gazetesi, “AB: Türkiye İçin 21. Yüzyıl”, Hürriyet
60+60 Eki, 1 Mayıs 2008.
Hürriyet Gazetesi, “AB: Türkiye İçin 21. Yüzyıl”, Hürriyet
60+60 Eki, 1 Mayıs 2008.
Hürriyet Gazetesi, “Gelecekte de Var olmak…”, Hürriyet
Gazetesi 60+60 Eki, 1 Mayıs 2008.
Hürriyet Pazar Gazetesi, “Hürriyet’e Uzanan zahmetli Yol”, 1
Mayıs 1988.
Hürriyet Pazar Gazetesi, “Hürriyet’in Seyir Defteri”, 1
Mayıs 1988.
Hürriyet Gazetesi, “60. Yıl Koleksiyon Sayısı Hürriyet
Ailesi Eki”, 1 Mayıs 2008.
Hürriyet Gazetesi, 10 Kasım 1948.
Hürriyet Gazetesi, 10 Kasım 1948.
Hürriyet Gazetesi, 23 Nisan 1982.
Hürriyet Gazetesi, 23 Nisan 1982.
Hürriyet Gazetesi, 30 Ağustos 1987.
Hürriyet Gazetesi, 1 Temmuz 1994.
Hürriyet Gazetesi, 29 Ekim 1998.
Hürriyet Gazetesi, 29 Ekim 1998.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder