Özel Harp Dairesi, 1952’de NATO öncülüğünde Rus işgaline karşı kurulmuştu.
Adı pek çok karanlık olaya karıştı. Ecevit döneminin İçişleri Bakanı Hasan
Fehmi Güneş, Çetin Emeç cinayetinin bu olaylardan biri olduğunu ima etti
Ecevit KILIÇ-Sabah
Ecevit KILIÇ-Sabah
BAŞLARKEN
Batı ülkelerindeki
gizli ordular, İtalya’da başlayan Gladio tartışmalarıyla, 1990’ların başında
tek tek açığa çıkartıldı. Avrupa’daki çoğu ülkede komisyonlar kuruldu, açığa
çıkartılan sorumlular yargılandı. Sonunda da bu gizli orduların hepsi
dağıtıldı. Bir ülke hariç: Türkiye… Türkiye’nin gizli ordusu “Özel Harp
Dairesi”, son 30 yılda her siyasi cinayet veya katliamda gündeme gelmesine
karşın hakkında çok az şey biliniyor. Bunlar da çoğunlukla kulaktan dolma.
Gerçek bilgiler ise geçen yıl yaşamını yitiren Bülent Ecevit’in
açıklayabildikleriyle sınırlı kaldı. Ecevit, Özel Harp Dairesi’nin varlığını
dönemin Genelkurmay Başkanı Semih Sancar’ın daire için örtülü ödenekten bir
milyon dolar istemesiyle öğrenmişti. Ardından Ecevit, Özel Harp Dairesi Başkanı
Kemal Yamak’tan bir brifing almıştı. Ecevit’in dahi başbakan olarak varlığını
bilmediği Özel Harp Dairesi geçen hafta 55’inci kuruluş yıldönümünü kutladı.
Ecevit Kılıç’ın Güncel Yayıncılık’tan çıkacak “Özel Harp Dairesi” adlı kitabı,
bu gizemli kurumla ilgili pek çok soruyu yanıtlıyor. Kılıç, kitap için yaptığı
çalışmayı, yazı dizisine dönüştürdü…
Gladio, komünizm
tehlikesi ve Avrupa’da muhtemel Sovyetler Birliği işgaline karşı 1950’li
yıllarda NATO bünyesinde kurulan gizli orduların adıydı. NATO konseptine göre
şekillendirilen bu gizli ordular, Amerika ve İngiltere’nin öncülüğünde İtalya,
Fransa, Yunanistan, Danimarka, İspanya, Portekiz, Almanya, Belçika, Norveç,
Hollanda ve Türkiye’de oluşturuldu. NATO üyesi Kanada’nın Sovyetler Birliği’ne
çok uzak olması, İzlanda’nın ise silahlı kuvvetleri bulunmaması nedeniyle bu
iki ülkede oluşturulmadı. Buna karşın ilerleyen yıllarda NATO üyesi olmayan
Avusturya, İsveç, Finlandiya ve İsviçre’de de gizli ordular kuruldu. Merkezi
Brüksel’deki NATO Karargâhı olan bu orduların her ülkedeki ismi farklıydı.
İtalyan gizli ordusunun adı “Roma Kılıcı” anlamına gelen Gladio, Fransa’nın
gemilerdeki rotanın ayarlandığı pusuladaki sembollerden biri olan “Rüzgâr
Gülü”, Yunanistan’ın ise “Koyun Postu” idi. Gizli orduların oluşturulmasında ülkelerin
kendi askeri ve istihbarat örgütleri etkin görev aldı. Varlıkları sır gibi
saklanan ve o ülkenin parlamentosunun varlığından haberdar olmadığı bu
orduların kurucuları ve sonraki yöneticileri Amerika’daki merkezlerde eğitimden
geçirildi. Yine örgütlerin eğitim, silah ve teknik malzeme ihtiyaçları ABD
tarafından karşılandı. Soğuk Savaş döneminin kilit ülkesi Türkiye’ydi.
Türkiye’deki gizli ordunun kurulma çalışmaları, 4 Nisan 1952’de NATO’ya
katılmasından hemen sonra, daha Kore Savaşı devam ederken başladı. Adı da Özel
Harp Dairesi” oldu. Dairenin kurulma kararı resmi olarak 27 Eylül 1952’de
bugünkü Milli Güvenlik Kurulu işlevini gören Milli Savunma Yüksek Kurulu’nda
alındı. Ancak “özel harp” terimi dairenin işlevlerini deşifre ettiği için Özel
Harp Dairesi’ne kâğıt üzerinden farklı bir isim bulundu: “Seferberlik Tetkik
Kurulu.” Özel Harp Dairesi’nin oluşturulması ile diğer dairelerin kuruluş
kararlarına göre büyük bir fark var. Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı tüm
daireler ihtiyaca göre Genelkurmay Başkanlığı’nın emriyle kuruluyordu. Özel
Harp Dairesi ise Milli Siyaset Kurulu’nun kararı doğrultusunda Milli Savunma
Bakanlığı’nın kararnamesiyle kuruldu.
GİZLİ CEPHANELİKLER
Doğrudan Genelkurmay
İkinci Başkanlığı’na bağlanan Özel Harp Dairesi’nin merkezi Kızılay, Ataç sokak
numara 36’daki bir ev oldu. Geniş bir bahçe içerisinde yer alan bu ev Milli
Savunma Bakanlığı tarafından kiralandı. Bu evde faaliyetlerine başlayan Özel
Harp Dairesi’nin finansmanı ve silahlar dâhil tüm teçhizatı ABD tarafından karşılandı.
Dairenin teşkilat yapısı da iki ana unsurdan oluşturuldu. Birincisi özel harp
eğitimi alan çok profesyonel askerler. İkinci unsuru ise muhtemel bir Sovyet
işgalinde cephe gerisinde askerlerle birlikte direnişi örgütleyecek sivillerden
oluşturuldu. Her meslekten ve her kesimden seçilen bu siviller için de işgalde
kullanmaları için Türkiye’nin dört bir yanındaki yeraltı sığınaklarında ve
ormanlarda gizli cephanelikler oluşturuldu.
İşte Özel Harp’in
kurulduğu ev![Description: http://img.sabah.com.tr/im/2007/10/08/3BE6DEE16447B649B9CF6AA4r.jpg](file:///C:/Users/Ozkan/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image002.jpg)
![Description: http://img.sabah.com.tr/im/2007/10/08/3BE6DEE16447B649B9CF6AA4r.jpg](file:///C:/Users/Ozkan/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image002.jpg)
27 Eylül 1952’de
Seferberlik Tetkik Kurulu adıyla kurulan Özel Harp Dairesi, faaliyetlerine
Kızılay’ın göbeğindeki bu evde başladı. Ataç sokak numara 36’daki bu ev o
dönemde de, şimdi olduğu gibi bahçeliydi. Evin kapısında “MSB Seferberlik
Tetkik Kurulu” yazılı tabela vardı. Görevi ise olası Sovyetler Birliği işgali
durumunda cephe gerisinde halkı seferber etmek olarak açıklandı. Temelleri bu
evde atılan kurum, daha sonra Türkiye tarihine damgasını vuracak olaylarda yer
alacak, faaliyetleri kamuoyunda tartışma konusu olacaktı. Bu faaliyetler
üzerindeki sis perdesi bugün hâlâ kaldırılabilmiş değil.
Çetin Emeç cinayeti
’bir hata’ mıydı?
Kontrgerilla ve Özel
Harp Dairesi tartışmalarının başladığı 1970’li yıllarda Başbakan Bülent
Ecevit’in İçişleri Bakanlığı’nı yürüten Hasan Fehmi Güneş, Özel Harp
Dairesi’yle ilişkilendirilen büyük olayların bazılarını bakanlığı döneminde
yaşadı. Güneş’e göre Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Turan Dursun, Muammer
Aksoy ve Bahriye Üçok gibi aydın cinayetlerinin Özel Harp Dairesi’yle ilgisi
yok. Güneş, “Bunlar İran istihbaratı destekli. Bir tek Çetin Emeç cinayeti
farklı” diyerek Emeç’in 1990 Martında öldürülmesinde Özel Harp’in rolünün
olduğunu ima ediyor. Güneş, gazeteci Emeç cinayetinin bir yanlışlık sonucu
gerçekleştirildiği kanaatine sahip olduğunu belirtiyor. Güneş’e göre Emeç’in
kardeşi Leyla Tavşanoğlu’na da bazı güçler Çetin’in yanlışlıkla öldürüldüğünü
söylemişler. Güneş “Bu cinayette karanlık ilişkiler karanlık noktalar var”
diyor.
ÖZAL: EMEÇ KONUSUNU
KAPATALIM, KONUŞMAYALIM
Tavşanoğlu ise,
Çetin’in yanlışlıkla öldürüldüğü yönünde bir bilgi almadığını, fakat eski
Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Emeç’in öldürülmesinin diğer cinayetlerden farklı
olduğunu söylediğini anlattı. Tavşanoğlu şöyle dedi: “Bunu gazeteci Cengiz
Çandar bana aktardı. Özal, Çandar’a ’Ama bu konuyu kapatalım. Bir daha
konuşmayalım’ demiş.”
Özel Harp Dairesi’nin
adı tarihi olaylarla anıldı
* ECEVİT
SUİKASTINDA ÖZEL SİLAH Seçim kampanyası için 1977 yılında İzmir’e geden
Ecevit’e yönelik Çiğli Havalimanı’ndaki saldırıda CHP’li Mehmet İsvan
bacağından yaralandı. Saldırıda kullanılan silahın Özel Harp Dairesi üzerine
kayıtlı olduğu ve ilk kez bir insan üzerinde denendiği belirlendi.
* DAİRE BAŞKANLIĞI
YAPAN GENERALİN İLGİNÇ İTİRAFI Özel Harp Dairesi Başkanlığı yapan Orgeneral
Sabri Yirmibeşoğlu, 1991 yılında, 6-7 Eylül 1955’te gayrimüslimlere yönelik
gerçekleştirilen yağma hareketinin Özel Harp Dairesi’nin eylemi olduğunu açıkladı.
* BÜLENT ECEVİT:
ÖĞRENİNCE DEHŞETE DÜŞTÜM Bülent Ecevit, 1970’li yıllarda varlığını
öğrendiği dairenin sivil unsurlarıyla ilgili 1990’da konuştu: “Özel Harp
Dairesi’nin varlığını öğrenince dehşete düştüm ve hemen brifing istedim. Adları
gizli tutulan bazı ’vatansever gönüllüler’ Özel Harp Dairesi’nin uzantısı
olarak çalışmak üzere görevlendirilmişlerdi.”
* KENAN EVREN
1990’DA KIZILDERE’Yİ İŞARET ETTİ Kenan Evren, 1990 yılında yayımlanan
anılarında Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürüldüğü Kızıldere katliamında Özel
Harp Dairesi’nden askerlerin görev aldığını anlattı.
* ZİVERBEY’DE
KONUŞULAN İSMİ KONTRGERİLLA’YDI 12 Mart 1971 darbesinin ardından Ziverbey
Köşkü’nde işkenceli sorgulardan geçen İlhan Selçuk, Mümtaz Soysal, Doğan
Avcıoğlu ve Azra Erhat gibi isimler köşkte kendilerine “Genelkurmay’a bağlı
Kontrgerilla teşkilatının elindesin. Burada anayasa yok. Yasalar yok. Yalnızca
biz varız” denildiğini anlattılar.
* ÖZEL HARP
RAPORUNU YAZDI, ÖLDÜRÜLDÜ Ankara Savcı Yardımcısı Doğan Öz, 1978 yılında
Başbakan Bülent Ecevit’e sunduğu raporda “Kontrgerilla, Genelkurmay Harp
Dairesi’ne bağlıdır. Kontrgerilla il ve ilçelerde seferberlik işlemini yürüten
kurum olarak askerlik şubelerince yönetilmektedir” dedi. Bu rapordan 20 gün
sonra, öldürüldü.
* AĞCA’NIN
KAÇIŞINDA ÖZEL HARP BAĞLANTASI Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın
cezaevinden kaçırıldığı dönemde İstanbul Sıkıyönetim Komutanı olan Orgeneral
Necdet Üruğ “Bunu Özel Harp Dairesi’ne mal etmeden, Özel Harp Dairesi’nde
çalışanların bireysel gayretleri diyebilirsiniz” dedi.
İlk başkan şampiyon
atletti![Description: http://img.sabah.com.tr/im/2007/10/08/98D3AB3138B47C478DB4D505r.jpg](file:///C:/Users/Ozkan/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image004.jpg)
![Description: http://img.sabah.com.tr/im/2007/10/08/98D3AB3138B47C478DB4D505r.jpg](file:///C:/Users/Ozkan/AppData/Local/Temp/msohtmlclip1/01/clip_image004.jpg)
ÖZEL Harp Dairesi’nin ilk
başkanı Tuğgeneral Daniş Karabelen Teşkilat-ı Mahsusa geleneğinden yetişmişti.
1898’de İstanbul’da doğan Karabelen, asteğmen olarak Filistin’e gitti. Ardından
da Mustafa Kemal’in yanında, Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’nda görev
yaptı. Kurtuluş Savaşı yıllarında yeniden Teşkilat-ı Mahsusa’ya katıldı.
Cumhuriyet yıllarında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanlığı yaptı. Kore
Savaşı’na da katılan Karabelen, Özel Harp Dairesi başkanlığını 27 Mayıs 1960
darbesine kadar sürdürdü. Kardeşi Danyal Akbal’ın Demokrat Parti’den
milletvekili olması nedeniyle 27 Mayıs’ta emekli edilen Karabelen, ünlü bir
atletti. 1922’de Türkiye sırıkla atlama şampiyonu oldu. 1983 yılında yaşamını
yitirdi. Karabelen’in kardeşi Danyal Akbel ise Futbol Federasyonu ve Beşiktaş
Kulübü Başkanlığı yaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder