Doğan Hızlan - Medya Günlüğü
Gül'den bıyık altı gülümsemesine açıklama!Milliyet Gazetesi'nde flaş gelişme! Hangi üst düzey ismin çıkışı verildi! (Medyaradar/Özel)Erdoğan'ı törene gitmesi için ikna eden isim kim?Stüdyo kahkahaya boğuldu! Ödül töreninde nasıl rezil olmuş?Giydiği cübbeden güç alıp ahkam kesenler...
Gül'den bıyık altı gülümsemesine açıklama!Milliyet Gazetesi'nde flaş gelişme! Hangi üst düzey ismin çıkışı verildi! (Medyaradar/Özel)Erdoğan'ı törene gitmesi için ikna eden isim kim?Stüdyo kahkahaya boğuldu! Ödül töreninde nasıl rezil olmuş?Giydiği cübbeden güç alıp ahkam kesenler...
Hürriyet'in bir özelliği vardır, içinde çalışırken sıradan
bir basın kuruluşu zannedersiniz, dışarıya çıktığınızda ...
Amiral Gemisi’nin seyri
HÜRRİYET’e ne zaman girdin diye sorsanız, evvel zaman içinde
diye yanıtlayabilirim.
İlk çalıştığım binanın Yeni Gazete olduğunu dün
belirtmiştim.
Altın Kitaplar Yayınevi ile Yeni Gazete arasında gidip
gelirken, hemen hemen her gün küçük bir Babıâli turu yapardım.
Hürriyet’in birçok binasında çalıştım.
Önce Cemal Nadir Sokağı’ndaki, ilk Hürriyet’in çıktığı
binada.
O binaya ilk kez ilkokulu bitirdiğimde armağan kitabı almak
için girmiştim.
O sokakta kâğıtçılar, matbaacılar, kırtasiyeciler bulunurdu.
Daha sonra Hürriyet Yayınları’nda danışman olarak çalışmaya
başlayınca, Nuruosmaniye ile Cağaloğu’nun kesiştiği köşebaşında, yayınevi
çalışmalarını yaptık, rahmetli Adnan Semih Yazıcıoğlu ile klasikleri
yayınlıyorduk, o bölümü de Selâhattin Hilâv yönetiyordu.
Yazarlar, çevirmenlerle birlikte güzel günler geçiriyorduk.
Hürriyet Gösteri de çıkmaya başlayınca, çevre daha da
genişledi.
Binaları sırasıyla anımsamıyorum doğrusu... Hürriyet’in
karşısında yüksek bir binanın en üst katında çalıştım.
Sokaklar beni sahip oldukları dükkân zenginlikleriyle
ilgilendirir.
Akşam işten çıkıp bir tiyatroya gideceksem Konyalı’da yerdim
yemeğimi, yeni adıyla Ankara Caddesi’nden aşağıya inerken solda içkili İstanbul
Lokantası vardı.
O zamanlar, gazetelerde yemek servisi olmadığı için, öğlen
buluşmalarına vesile olurdu.
* * *
İLK ofset rotatif, Molla Fenâri’deki binaya kuruldu.
Marinoni marka baskı makinesi hakkında rahmetli Necmi
Onur’un yazısı, Marinoni Teyze başlığını taşıyordu.
Elbet o zamanlar daktilolarla yazıyorduk, bilgisayarlar yeni
yeni gelmişti ama, bilgisayara tam geçiş hep erteleniyordu. Belki de yeniliğe
karşı bir korkuydu bu. En sonunda, Atex marka bilgisayarlarla çalışmaya
başladık. Çünkü yönetim, bir gecede bütün daktiloları toplamıştı.
Ertesi sabah geldiğinde, kimsenin başka seçeneği yoktu.
Ana binada çalışmaya başladığımda, bütün mekanizmayı daha
yakından tanımıştım.
Hürriyet’in bir özelliği vardır, içinde çalışırken sıradan
bir basın kuruluşu zannedersiniz, dışarıya çıktığınızda, onun görkemini,
etkisini, yaygınlığını fark edersiniz.
Merkez binanın içinde birçok tadilat yapıldı ama bu yetersiz
kaldı.
Matbaa biriminin Halkalı’ya taşınması, orada yeni bir bina
yapılması da bu ihtiyacın sonundaydı.
Artık yeni bir Hürriyet binası yapılması kararlaştırıldı,
arsa alındı, temel atıldı.
Temel atma töreninden bitirilişine kadar her aşamasında
bulundum, Hacı Bayram-ı Veli’nin dediği gibi, “Taş ü toprak arasında
yapılageldim”.
Yaklaşık yirmi yıl boyunca birçok olaya tanıklık yaptık,
birçok ziyaretçi kabul ettik, birçok tören yaptık, birçok 1 Mayıs kutladık,
aramızdan ayrılanlar oldu, bize yeni katılanlar güç verdiler.
Ebediyete uğurladığımız arkadaşların anıları o binayla
birlikte içimizde yaşayacak.
Şimdi, geçen perşembe gününden beri Hürriyet Dünyası’nda
yaşamaya/çalışmaya başladık.
Taşınma sohbetleri ile kahve, demli çaylar içiyoruz,
kolileri açıyoruz. Taşınma telaşının verdiği yorgunluktan olsa gerek, her
koliyi açtığımızda, içinden çıkanları sanki yeni görüyoruz.
Yeni bir güce, 2015 Hürriyet’ine doğru koşuyoruz. Birçok şey
değişti, artık herkesin birbirini görebildiği, araya duvarların girmediği daha
sıcak bir çalışma ortamı var. Bir o kadar da eski alışkanlıkları zorlayacak bir
değişiklik...
Duvarlarımızı Türk resminin büyük ustalarının tablolarıyla,
dünya karikatüristlerinin ödüllü yapıtlarıyla bezedik.
Yeni binamıza gelirken, hemen ünlü rölyefimiz karşılayacak
sizi, Hürriyet’in ve Türkiye’nin simgesi.
* * *
AMİRAL GEMİSİ’nin seyir defterinden kişisel notlar.
Güzel, mutlu, sağlıklı günlerin Türkiye’sinde hep birlikte
yaşamak dileğiyle.
Hoş geldiniz ve hoş bulduk diyorum.
Doğan HIZLAN / HÜRRİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder